Blog,  Deneme

Kendine Yazar

İlhamını kaybetmiş bir yazar dikiliyor bugün karşınızda. Kalemi körelmiş artık, iki kelimeyi yan yana getirince sihirli bir dünya açılmıyor. Dünya dönüyor, mevsimler geçiyor ve sayfalara işleniyor yeni hikayeler ancak benim mürekkebim kağıdı ıslatmıyor. Sanki bir el, aklımdan içeri geçirmiş ruhuma parmaklarını, bir türlü berrak zihnimi bulandırmayı bırakmıyor. Bazen neden diye düşünüyorum, neden artık cümlelerim yaban gelen birkaç sade tümleçten ibaret? Eskiden olsa onları alır, yoğurur ve insanların kanını dondururdum. Şimdi ise donan tek şey zaman, bir de zamanla gelmeyen ilham.

Sonra düşünüyorum ve bir “neden” buluyorum. Ben sanıyorum uzun zamandır süslü cümlelerin ardına sığınıp sadece size hitap etmek için yazıyorum; birçok gözün satırlarımda gezineceğini bilerek. İşte böyle zamanlarda gerçekten yazmak, hayale dönüşüyor. Çünkü insan başka gözlere odaklanmaktan kendi içine göz atmayı unutuyor. Yazanlar bilir, hatta bir şekilde düşüncelerini ve duygularını açıkça toplumun huzuruna sunan herkes bilir ki yaralarınızı, mutluluklarınızı ve hayata dair bütün umudunuzu satır satır işlemek ve ardından bunu başka zihinlere açmak biraz da cesaret işidir. Çünkü sözcükleri kullanma şekliniz, kendinizi çırılçıplak sunmaya benzerdir. Tam da böyle anlarda, bazen, sizlerin bakışlarının ağırlığı altında eziliyor olmalı kelimelerim; yoksa biliyorum ki içimde taşmayı bekleyen dehlizler, söylenmemiş hikayeler var.

Bu yüzden bugün, ilhamını kaybetmiş bu yazar yalnızca kendi iç dünyasına hitap ediyor. Öyle süslü cümleler kurmadan, kimsenin yüreğine dokunmadan, bir ana fikir vermeden… Sadece kendine yazıyor. Bazen sanat ne toplum ne de sanat içindir, sanat bazen sadece kendin içindir.

Öyleyse sevgili kendim, halini hatırını sormayalı aylar oluyor. Kendini arayışa çıktığın bu yolda, neyi aradığını hatırla isterim. Çünkü neyi aradığını unutmak, kaybolmaktan dahi kötüdür: Neticede her kayboluş bir “buluş”tur ancak her unutuş bir yok oluştur. Sen, kendinden parça parça dökülüyorsun bu aralar. Korkularınla yüzleşiyor, sevgiyi tadıyor, bugününün geçmişe taşınması ile yüzleşiyorsun. Yani fark etmeden aslında çok şey yaşıyorsun.

Ah, sevgili ben bugünlerde şu şuursuzca yaşayan, bugünden fazla kaygısı olmayan, dönüşmekten en çok korktuğun o insanlara ne çok benziyorsun! Çünkü duygularını öteliyor, korkularını iteliyor ve kendini bu aralar çok sık unutuyorsun. Ah, oysa hep kanımızda vardı bizim hayattan kaçmak ve yaşamın tam ortasından nefes almak. Bu ikilemde can çekişen bir ruhun yansıması gibi düştük hep dünyaya; kimi anladı kimi anlamadı ancak sen hep bu ikilemden irkildin. Belki bugün de irkildiğin yerlerinden atıyorsun kalbinde. Sen yine de yolunu kaybetme. Hayattan kaçtığın kadar paçalarına yapışır gerçekler.

Sonra, iyi hissediyorsun sanırım. Bir hülyanın tatlı yanına kanıp dünyayı toz pembe görüyorsun şu sıralar. Sevgi, önceki asırların sevgisizliğine inat dikiliyor hayatının ortasında. Sık sık halisünasyon görüp görmediğini kontrol etme ihtiyacı hissediyorsun; oysa biliyorsun yaşam geçmiş yaşlarımızdan ve gelecek kaygılarımızdan ibaret. Biraz da dünkü kahkahalarımızdan, yarına bıraktığımız umutlardan… İşte bu yüzden geçmiş yaşlarından öğrendiklerini bugününe taşıyor, bazılarından kurtuluyorsun. Çünkü biliyorsun her zaman bir öğreti öğrenmeyiz hayattan. Bazen korkmayı öğreniriz, tedirgin olmayı, diğerlerini uzaklaştırmayı ve birçok yanlışı öğreniriz. Unutma sevgili kendim her öğreti doğru değildir; bazen hayat bize dişlerini gösterir, gülümsemez. Böyle anlarda tekrar öğrenmek gerekir: sevmeyi, gülmeyi ve en önemlisi yaşamayı. İşte bu yüzden halisünasyon görmüyorsun; sen sadece hayatın sana dişlerini gösterdiği yanlarından gülümsemeyi öğreniyorsun.

İşte öyle sevgili okur, bu yazıyı burada bırakıyorum. Çünkü biliyorsun, bu satırları yalnız kendi içime bakarak yazıyorum. umuyorum ki sen de kendi iç dünyana bakmayı unutmuyorsundur. Hoşça kal, sağlıcakla kal…

Bir sonraki satır arasında görüşmek üzere…

Hadi şimdi daha çok yerde buluşalım!

Yazılardan haberdar olmak ve her ay e-posta almak için abone olun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir